Bu Blogda Ara



Tıbbi Histoloji ve Embriyoloji Uzmanı Profesör Dr. Bahar Uslu, tüp bebek tedavisinde başarı oranının artması için hem hukuksal alanda, hem de tedaviyi gerçekleştiren sağlık personeliyle ilgili radikal reformların yapılması gerektiğini söyledi.
Türkiye, Çin ve Fransa’nın tüp bebek uzman eğitiminde diğer ülkelere göre önde olduğunu belirten Uslu, gerekli hukuksal reformları da hayata geçirebilirse Türkiye’nin tüp bebek tedavisinde dünyada model bir ülke haline gelebileceğini kaydetti.
Tüp bebek tedavisinde kendi yöntemiyle tıp tarihine geçti
Doktor Bahar Uslu, tüp bebek tedavisinde 40 yıldan fazladır uygulanan protokollerde yumurta hücresi sayımında eksik ve yanlışlıklar olduğunu saptamış ve geliştirdiği yöntemi, tüp bebek tedavisinde tıp literatürüne ‘Uslu yöntemi’ olarak geçmişti.


Tüp bebek tedavisinin tüm dünyada hukuki yetkinliği sorgulanan teknisyen ve biyolog gibi ucuz işgücüyle ve yardımcı sağlık personeliyle sürdürülmeye çalışıldığını belirten Uslu, bu süreçte daha çok embriyoloji uzmanı hekimlerin yer alması gerektiğini savundu.
Embriyoların hukuksal haklarını başlatmak için Ankara’da Sağlık Bakanlığı ve çeşitli mesleki örgütlerle temasını sürdürdüğünü kaydeden Uslu, Türkiye’nin düzenlenmiş hukuksal altyapısı ve hiyerarşik görev dağılımıyla birçok ülke için bir rol model olabileceği görüşünü dile getirdi.
Türk doktor Uslu, çalışmalarını ve yeni hedeflerini VOA Türkçe’ye anlattı.



‘Uslu Yöntemi’ tedavideki yanlış uygulamaları ortaya çıkarttı
Doktor Uslu, tüp bebek tedavisinde tarihe geçen bilimsel çalışmasıyla ilgili bilgi verdi.
Uslu, çalışma sürecini “Yale Üniversitesi’ndeki çalışmalarımda, tüp bebek konusunda 40 yıldır kullanılan histoloji metodunun doğru sonuç vermediğini, eksik sonuç verdiğini bunun yüzde 99 oranında doğru sonuçla başka bir şekilde gösterilebileceğini kanıtladım. Bu çalışmam tıp alanında tüp bebek tedavisinde literatüre ‘Uslu yöntemi’ olarak geçti. Bundan 4-5 yıl kadar önce Yale Üniversitesi’ndeki çalışmalarım sırasında eski metodu kullanarak yumurtaları saymaya başladım. Bu bir fare deneyiydi. Deneyi uygulayıp saydığımızda yanlış sonuç verdiğini gördüm. Aldığımız sonuç, 40 yıldır kullanılan yöntemle yapıldığında bu farenin hiçbir yumurtasının sağlıklı ve dölleyici olmadığını söylüyordu. Halbuki deneyde kullandığım fareler yaşıyordu ve ürüyorlardı. Dolayısıyla kullanılan metotla bir uyumsuzluk vardı. Önce kendimi sorguladım. Yumurtaları yanlış saydığımı düşündüm. Haftalarca yumurta sayım deneyini sürdürdüm. Her seferinde aynı sonuca ulaşıyordum. Daha sonra önce bölüme sundum. Önce küçük bir doktor grubuyla paylaştık. Bulduğum bu sonuç çok büyük şaşkınlıkla karşılandı. Daha sonra Barcelona’da ve Las Vegas’ta düzenlenen ve tüp bebek konusunda çalışan uzmanlar yer aldığı konferanslarda sunumumu gerçekleştirdim. Sonra bilimsel metodu makale olarak yayınladım” sözleriyle anlattı.


“Tüp bebek tedavisinde başarı oranın artması için uzman doktorların sayısı artmalı”
Uslu, tüp bebek tedavisini embriyoloji uzmanı hekimlerin uygulaması gerektiğini belirtti. Tıbbi ve hukuki yetkisi olmayan laboratuvar teknisyen ya da biyologlarla yapılan tedavinin ileride hukuksal problemlere neden olabileceğini kaydeden Uslu, “Dünyada kadın doğumcular bu işi ellerindeki teknisyen ve biyologlarla yapmaya çalışmaktadır. Hastalar Hipokrat’tan beri vücutlarını uzman doktorlardan başkasına emanet edemez, embriyolarda da durum böyledir. Ancak günümüzde kısa süreli sertifikasyonlarla uzman olmayan tıp personeli hastalar ve embriyolar üzerinde hakları olmadığı halde yetkilendirildi. Hasta kendisi alternatif yollara sapabilir ama bu yolların hiçbirisinin ne tıpta ne de hukukta yerleri yoktur. İleride bu yetkisiz insanlar haklarında açılacak davalarda kurumlar ve devletler hukuksal işlemlere maruz kalabilir’’ diye konuştu.
Amerika’nın bu konuda en son örnek alınacak sistem olduğunu savunan Türk doktor, “Amerika’da çok yakın bir geçmişte doktorlar hemşirelere reçete yazma yetkisi verdi. Hemşireler şimdi reçete yazıyor. Doktorlarda bu işi ne kadar yanlış yaptıklarını fark etmeye başladılar. Bir taraftan da doktor yardımcısı programları açılmaya başlandı. Yetki devretmek çok sakıncalı bir durum ancak yanlış yaptıklarını daha yeni yeni fark ediyorlar“ dedi.

“Karşımızda çok güçlü lobiler var”
Uslu, tedavide verimi arttıracak radikal kararların alınması ve durumun embriyolar ve hastaların lehine değiştirmek için sürdürdükleri mücadelede karşılarında çok güçlü bir lobi olduğunu da belirtti. Bahar Uslu, “Tüp bebek tedavisinin doğru yollarla yapılarak başarının artması için birçok engelle karşı karşıyayız. Dünyanın her tarafında karşımızda çok güçlü bir kadın doğumcu lobisi var. Bu bir savaş değil ancak lobileri hukukun ve etik desteği ile aşabiliriz. Amerika’da embriyoloji işlemlerini yapan herkese embriyolog deniliyor. ABD’de hekim kökenli embriyoloji laboratuvar yöneticilerinin oranı sadece yüzde yedi. Laboratuvar direktörlerinin yüzde doksan üçünü ise teknisyen ve biyologlar oluşturuyor. Bir embriyoloğun yetkisi ve vizyonu olmalı, tıp hukukundan ve etiğinden anlayabilmeli, tıbbı bilmeli ki bu işin ileri çalışmalarını planlayabilmeli, fabrikasyon işlemler ileride bir yerde tıkanır” ifadelerini kullandı.



“Embriyonun da hukuki hakları var”
Embriyonun da hukuksal hakları olduğunu belirten Uslu, “Yakın bir gelecekte embriyonun haklarından söz edilecek. Hukukun tıpla birlikte gitmesi gerekir ne yazık ki hukuk tıbbın arkasında kalıyor. Şu anda ne kan bankacılığı ne kök hücre ne doku bankacılığı ne de yapay organ bankacılığı için gerekli hukuksal zemin Amerika ve Türkiye’de dahil birçok ülkede oluşturulabildi. Bunun için düzenlemeler yapılması gerekiyor. Bu konuda üyesi olduğum birçok dernekle birlikte ortak çalışmalar içerisindeyim. Yarın bir embriyo kaybedildiğinde hasta yakını, hukuk ya da sigorta şirketleri size bunun hesabını sorabilir. Siz bir teknisyenin elindeydi düşürdüm, embriyoyu kaybettim diyemezsiniz. Bunun sorumluluğu kadın doğumcunun da değildir. Halk yanlış bilir. Tüp bebek işlemlerinin yüzde doksanı laboratuvarda yapılır. Tüp bebek uzmanı embriyoloji uzmanıdır. Kadın doğum uzmanı değildir. Kadın doğum uzmanı hazırlık kısmını, hormon profilini, hamilelik sürecinin yönetimini sağlar. Embriyonun transferini de kadın doğum uzmanı ve embriyoloji uzmanı birlikte yapar. Hasta ve yakınları polikliniklerde bire bir sadece kadın doğum uzmanıyla karşılaştıkları için piyasa şartları gereğince kadın doğun uzmanının reklamlarını yapması sonucu tıpta tamamen yanlış anlaşılmaktadır. Tüm dünyada tüp bebek uzmanlık eğitimi yalnızca Çin’de, Fransa’da ve Türkiye’de bulunuyor. Bir konuda uzmanınız varsa bu işi uzman yerine yardımcı personele bırakmak son derece yanlıştır“ vurgusu yaptı.

“Türkiye tüp bebek tedavisinde gerekli hukuksal reformları yaparsa dünyaya örnek olur”
Türkiye’nin mevcut uzmanlık eğitimi ile bu konuda dünyaya rol model olabileceğini belirten Uslu, “Başka ülkeler bizi örnek alabilir. Hukuksal düzenlemeleri, anayasal düzenlemeleri, tıbbi düzenlemeleri komisyonlar oluşturarak dünyaya örnek olabiliriz. Belki bunu kongrelerle tüm dünyaya doğru şekilde tanıtabiliriz. Bizde Türkiye’de uzmanlığımızı yasal komitelerle dünyaya bunu rol model olarak sunabiliriz“ dedi.

“Tüp bebek tedavisinde başarı oranı yanıltıcı”
Uslu, tüp bebek tedavisinde başarı oranı konusunda görüşlerini ise şöyle ifade etti: ”Tüp bebek özel merkezleri halkı yanıltıyorlar. Aralarında çok büyük rekabet var. Devlet hastaneleri ve özel merkezlerdeki tüp bebekle doğum oranı başarısı arasında çok ciddi farklar var. Devlet hastanelerinde başarı oranı genellikle yüzde 25 civarındadır. Kapitalist dünya yarışmayı da gerektiriyor. Eğer bir özel merkez yüksek oranda başarı rakamı elde etmek isterse, yüzde 60, yüzde 70 oranlarına başarılı olmak isterse hasta seçerek bu oranları yakalayabilir. 20-30 yaşları arasında, hormon profili yüksek, erkek faktörünün gayet güzel olduğu hastayı seçer ve şartlarınız da müsait olursa yüzde 60 -70 oranını bulursunuz. Ancak devlet hastanelerine gelen hastalar kırk yaş üstü olabilir. Hormonu azalmıştır. Erkek faktörü güçlü değildir. O zaman siz yüzde 20, 25 oranını zor bulursunuz. Tedavide hasta seçmemek gerekiyor. Genel başarı ortalamasını koymak gerekir. Benim izlenimim tüp bebek tedavisinde genel başarı oranı şu anda yüzde otuz seviyelerindedir“



Doğudaki ilk tüp bebek laboratuvarını kurdu
Şimdiye kadar eğitimi ve bilimsel çalışmalarını, Türkiye, İngiltere ve ABD olmak üzere üç farklı ülkede gerçekleştiren Uslu, Türkiye’de Doğu’ya gönderilen ilk tüp bebek uzmanı olduğunu ve ilk defa bu bölgede bir tüp bebek laboratuvarı kurduğunu da anlattı.

Uslu tıp eğitiminde de reform yaratmak istiyor

ABD’deki Quinnipiac Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yeni bir eğitim sistemi üzerine çalışmak için davet edildiğini belirten Uslu, “Sorgulamaya yönelik bir hekim yetiştirme programı üzerinde çalışıyorum. Biz klasik tıp eğitiminde hep önümüze konulan hazır bilgilerle yetiştirildik. Halbuki bunu 20 yıl sonrasının tıp dünyasını planlayarak yapmamız gerekiyor. Bu yüzden hukuksal boyutunda da yer almamız gerekiyor. Artık onlara yalnızca klasik tıp değil, yapay organ bankacılığının, vücudun yedek parçalarının oluşturulması gerektiğinden söz etmemiz gerekir. Şu anda kök hücrelerle neler yapabileceklerinin hayallerini kuramayacak deneyimde olan gençlere bunun aslında embriyonun canlı bir birey, ona uygulanan işlemlerin mikro cerrahi ve uygulayan kişinin bir cerrah vasfında olması gerektiğinden hareketle hukukun, sigorta şirketlerinin, bakanlıkların, devletlerin buna hazır olması gerektiğini söylüyorum. Kimlik olarak doğduğum yere sevgim var. Bu program çerçevesinde buradaki öğrencilerle Türkiye’deki öğrenciler arasında bir köprü oluşturmak istiyorum. Türkiye’deki öğrencilere bir umut buradaki öğrencilere de bir kapı açmak istiyorum bu yüzden uzmanlık derneğimizi her iki ülkede kurdum“ diye konuştu.

kynk:amerikaninsesi

Mesaj Panosu

Daha yeni Daha eski

E-mail Takiıp

Yukarı Çık